Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Kasım, 2022 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Mozart'ın Laudate Dominum ( Efendiye Hamd/Övgü)

  Şu paylaştığım ve çalışırken dinlediğim eser Mozart'ın Laudate Dominum ( Efendiye Hamd/Övgü) olarak isimlendirdiği ilahisi. Avrupa müziğinin rönesans çağı olarak bilinen dönemin deha bestecilerinden biridir Mozart abimiz. Batıda Rönesans ve reform budur işte. Şimdi bu İslam coğrafyasında reform dendiğin gerizekalı köy cahili 3-5 ilahiyatçının, siyasallaşmış din tartışmasını veya "osuruk abdest bozmaz, ezan minareden okunmamalı" gibi gündeme getirmek değildir. Bitene aklı başında sanattan, müzikten anlayan dindar bir insan yok. He bir dönem Dede efendiler vs kimi isimler bir şeyler yapmışlar Osmanlı döneminde. Fakat yobazlık onları dahi öldürdü bitirdi bu coğrafyada... Şu eser kilise müziğinin Mozartla birlikte nerelere ulaştığını gösteren bir örnek. Müzikten çok anlamam fakat şu notalardaki ses uyumu ve notaların insan sesiyle buluştuğunda ne kadar derin dünyalara götürdüğünü farkedersiniz...

Sezai Karakoç

Sosyal medyada arkadaşlarımın çoğu İslamcı veya muhafazakâr milliyetçi olduğu için dünden beri Sezai Karakoç'la ilgili paylaşımları görüyorum. Karakoç'un vefat yıl dönümü olduğu için. Bir kuşak için Sezai Karakoç demek anti-emperyalist ve Ümmetçi bir anlayış demekti. Özelikle Karakoç abi, Anadolu ve İslâm merkezli bir düşünüş sahibi olarak tasavvuf ve hususen Yunus Emre'yi merkeze alan mistik ve siyasal yönelime sahipti. Her ne kadar günümüz de Yunus sanki sadece bir dervişmiş gibi bir imaj çizilse de Moğol saldırılarından sonra dağılan Anadolu'nun birliğinin inşasında ki en önemli isimdir. (Yau aklıma geldi keşke bunu yazsam. Siyasi bir figür olarak Yunus diye) Yani en nihayetinde Sezai abiyi analiz edersek ona göre Anadolu dağılmıştır ve onu bir araya getirmek gerekiyordu. Ümmetin geleceği için bir prototibi olarak Anadolu birleşmelidir ki diğer İslâm coğrafyasında birleşme olsun. Her ne kadar post-modern dönemde içi boşalmış ve kendi gerçekliğini yitirmiş bir İslam&#