Ana içeriğe atla

Sevgili Pirmegon

Sevgili Pirmegon; yetenekli, zeki biri olduğum söylenemez. Kişisel birikimim, müktesebatımın ileri bir düzeyde olduğunu ise sanmıyorum. Çok yaratıcı fikirleri olan biri de değilim. Sanatçı ruha sahip olmak gibi bir iddiam yok. Kendime şöyle dönüp baktığımda çok özel biri olmadığımı rahatlıkla söyleye bilirim. Bütün bunlara rağmen kendimi, memleketin her siyasal ve sosyal meselesine burnumu sokmak, sanki çok önemli fikirlere sahipmişim, onları paylaşmalıyım, doğru bulmadığım her mesele hakkında kanaatimi belirtmeliyim gibi bir psikolojim var. Bütün bunlar, aslında siyasal bagajımla ilgili. Bir etken beni, hep buralarda sanki çok önemli biriymişim gibi programlamış. Çevrede pek çok böyle insan görüyorum. Bu konular hakında konuşan, fikirlerinin çok önemli olduğuna inanan ve bunları teşhir ederek kendini ortaya atan. Oysa ben ve bu insanların çoğu bir algı yönetiminin, bir projenin parçası olduklarını sanrım hiç düşünmüyorlar. Sorunların çözümlerini bildiklerini düşünüyorlar. Ve bu çözümlerin kullanılacağı gibi bir düşünceye de sahipler sanırım. 
Sevgili Pirmegon; herşey yapay. Gerçek olan içtiğim çayın 15 yıldır şekersiz olması...

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Pis Bir roman yazmak: Üçücü bölüm Ana karakterden sonraki ölü

Hep pis bir roman yazmak istedim. Ne kadardır düşünüyorum tam olarak bilmiyorum ama bayağı bir zaman geçti üzerinden. İğrenç bir şeyin romanını yazmak, içimdeki pisliği çıkarıp atmak için bir araç sanki. Hepimizin içinde bir pislik var. İğrençlik, kokuşmuşluk. Aldığım notlardan birinde; umum tuvaletin alafranga taşının kenarlarına sıçramış sidik ve dışkı artıklarının biriktiği yerin tam ortasına bırakılmış bok yığının bir psikopat tarafından, ağzından salyalar akarak onu yalamasını anlatan ve o boku yiyinci de süper kahraman olduğunu hayal ettiren bir gerilim ve macera romanı yazmaya dair metinler vardı. Fakat bu pis bir roman olmayacaktı vazgeçtim. Ya da bir hastahane müdürünün morgda ölülerin tırnaklarını kesip onlarla koleksiyon yaptığını... Aslında bu harika bir fikirdi. Şimdiye kadar hiç bir hikaye ve romanda böyle bir karaktere rastlamadım. Fakat bir hastane müdürünün bu kadar psikopat olmasının ve bunun bir roman olarak bestseller olması halinde yakalayacağım şöhretin ardından;...

ABD, Ortadoğu'yu kaosa mı sürüklüyor? Ya Türkiye!

Bir memeli türü olarak "insan" ve İblis abimiz

Bir memeli türü olarak "insan" isimlendirmesiyle tanımlanan canlının bu ismi kazanmasının en önemli nedeni birbirine yardım eden canlı olması nedeniyledir. Her ne kadar insanı unutkan olarak tanımlayan ve bununla geliştirdiği ideoloji (Kelam) 'ye geçerlilik kazandırmaya çalışan, klasik katoliklerin tersine insan ünsiyetten gelerek yardımlaşan, dayanışan anlamına gelir / gelmelidir. 'Gelmelidir' diyoruz çünkü insan en nihayetinde sosyal bir varlıktır yani cemaatler veya daha geniş topluluklar olarak yaşarlar. Eğer unutan anlamına geldiğini düşünerek hareket edersek, unutmanın fiili olarak bir karşılığı olmalıdır ki insanın birbirini unutan bir varlık olmadığı yani insanı unutan bir varlık tanımlayamayız. Unutmak isan için temel bir kavram olarak kullanılamaz, unutmakla tanımlanamaz. Bu kurgulanmış ideoloji (Kelam)'nin kullandığı bununla "hidayetçi" bir din anlatısı ve anlayışının oluşmasını sağlamak amaçlıdır. "hidayet" kelami (ideolojik) b...