Ana içeriğe atla

yazamadığım şeyler

yazamadığım şeyleri, söyleyip anlatamadığım meseleleri, aklımdan geçip giden; gerçekleşmeyen planları, sırtımı yalayarak geçen caddedeki soğuk rüzgarı, akşam bindiğim otobüsün kırık koltuğunu, bir yerlerde beni beklendiğine inandığım şansımı, sayamadığım ve haberimin dahi olmadığı onca fikri düşünürken; ölmenin ne kadar kolay olduğunu farkettim.
kapıyı açtığımda eve girmeye çalışan sokak kedisinin benden daha cesur daha atılgan ve daha çevik olduğunu görmek ise bunu gel sen düşün. hayatı cesurların, deneyenlerin, tecrübe edelerin değiştirdiği bir gerçek ama ben hayatı değiştirmek istemiyorum ki. hayat neden ve niçin değişsin. değişecek olan sadece düşürcelerim olsun.
hayatın boyunca hep aynı düşünceye, fikri, ideolojiye sahip olduğunu düşünsene. -o vakit düşünemeyeceğinden bu geçersiz bir cümle oldu.- olsun; hayat geçersiz cümlelerin kullanıldığı bir zaman oldu. bak işte herkes ve dahi herkes cümle kurabiliyor, yazabiliyor. o kadar çok cümle kuran var ki, harf dediğimiz biçimlendirilmiş sesi kimse işitmiyor. ses öldü. sadece harfler kaldı. hep simgeler... hep yazılım. hep yazılımla üretilmiş zeka. her yer zeka kanıyor. gerçeğine ihtiyaç duyulmayan....

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Pis Bir roman yazmak: Üçücü bölüm Ana karakterden sonraki ölü

Hep pis bir roman yazmak istedim. Ne kadardır düşünüyorum tam olarak bilmiyorum ama bayağı bir zaman geçti üzerinden. İğrenç bir şeyin romanını yazmak, içimdeki pisliği çıkarıp atmak için bir araç sanki. Hepimizin içinde bir pislik var. İğrençlik, kokuşmuşluk. Aldığım notlardan birinde; umum tuvaletin alafranga taşının kenarlarına sıçramış sidik ve dışkı artıklarının biriktiği yerin tam ortasına bırakılmış bok yığının bir psikopat tarafından, ağzından salyalar akarak onu yalamasını anlatan ve o boku yiyinci de süper kahraman olduğunu hayal ettiren bir gerilim ve macera romanı yazmaya dair metinler vardı. Fakat bu pis bir roman olmayacaktı vazgeçtim. Ya da bir hastahane müdürünün morgda ölülerin tırnaklarını kesip onlarla koleksiyon yaptığını... Aslında bu harika bir fikirdi. Şimdiye kadar hiç bir hikaye ve romanda böyle bir karaktere rastlamadım. Fakat bir hastane müdürünün bu kadar psikopat olmasının ve bunun bir roman olarak bestseller olması halinde yakalayacağım şöhretin ardından;...

ABD, Ortadoğu'yu kaosa mı sürüklüyor? Ya Türkiye!

Bir memeli türü olarak "insan" ve İblis abimiz

Bir memeli türü olarak "insan" isimlendirmesiyle tanımlanan canlının bu ismi kazanmasının en önemli nedeni birbirine yardım eden canlı olması nedeniyledir. Her ne kadar insanı unutkan olarak tanımlayan ve bununla geliştirdiği ideoloji (Kelam) 'ye geçerlilik kazandırmaya çalışan, klasik katoliklerin tersine insan ünsiyetten gelerek yardımlaşan, dayanışan anlamına gelir / gelmelidir. 'Gelmelidir' diyoruz çünkü insan en nihayetinde sosyal bir varlıktır yani cemaatler veya daha geniş topluluklar olarak yaşarlar. Eğer unutan anlamına geldiğini düşünerek hareket edersek, unutmanın fiili olarak bir karşılığı olmalıdır ki insanın birbirini unutan bir varlık olmadığı yani insanı unutan bir varlık tanımlayamayız. Unutmak isan için temel bir kavram olarak kullanılamaz, unutmakla tanımlanamaz. Bu kurgulanmış ideoloji (Kelam)'nin kullandığı bununla "hidayetçi" bir din anlatısı ve anlayışının oluşmasını sağlamak amaçlıdır. "hidayet" kelami (ideolojik) b...