Yazan: Hayati Esen
Seslendiren: Esen Güney
Okuduğun bütün masalları evimizin bahçesinden toplarım. Yağmurun toprağa düştüğünde açtığı yaranın izlerinden; yukarıya doğru yükselen toprak kokusu, ne kadar hoştur değil mi? Toprağın, yağmurun acımasız darbelerine maruz kalınca havaya doğru yükselen ahu vahlarının sonucudur işte o kokular... Oysa hep göğün ağlamasından bahseder şairler. Yanlış!
Hikayelerin hayattan, masalların efsanelerden türediği öğretilir insanlara. Yanlış!
Oysa ben evimizin bahçesinden topluyorum bütün o masalları. Her sabah uyandığımda ilk yaptığım iş masalları toplamak... Kimi zaman yanlarında yeni yeşermiş şiirler bulurum Daha el değmemiş. Kimi zaman da yeni filiz veren bir roman... Hepsini işte bunların hepsini bahçeden topluyorum.
Rahmetli Marquez'in romanında geçen bir cümle aklıma geldi "Ölmek sanıldığından çok daha zor. Onun için gerçekti bu..." İnsanlar da bahçeden masal topladığıma bu nedenle inanmıyorlar. Çok kolay geliyor onlara. Bunu da 'mantıksız' diye cevaplıyorlar. Oysa hayatta ne kadar mantıksız şey var! Ama zor olduğu için tartışılmıyor bile... İnsan zor olanı önemsiyor, seviyor. Zor, zorlaştırmak çok itibar edici.
Oysa ben doğru söylüyorum. Ama bir de yalancı yaftası yiyorum. İşte bu beni çok incitiyor. "İspat et, göster bize!" diyorlar. Kaç defa ispat ettim. Ettim ama hala "Sen gerçekten yalancısın!" diyorlar. Sana yazdığım son masalı nerede buldum biliyor musun? Bahçe kenarındaki tahta merdivenin yanında... Hatırlıyorsun değil mi o tahta merdiveni? Hani kiraz ağacındaki sarkan ağaç ballarını toplamaya çalıştığımız merdiven... Sahi kaç çocuk bilir o ağaç özlerini? Aradan arakladığımız kirazları...
Yarın sabah söz! Sana en yeni, en taze masallardan birini göndereceğim.
Yorumlar
Yorum Gönder