Ana içeriğe atla

Kapı kilidinde takılı duran anahtar

Kapı kilidinde takılı duran anahtarın zinciri, kapı her açıldığında çarparak ses çıkarıyor. Çelikten yapılmış olan ve dışarıdan hırsızların girmesini engellemeyi amaçlayan bir güvenlik yöntemi... Çelik kapı, kent yaşamında güvenlik sorunu yaşayan insanın, ahşap kapılara alternatif olarak geliştirdiği araç. Çelik kasaların, kapılara uyarlanmış hali.... Evlerin, -tüketim-refah toplumunda- varlıklarını sergilemenin, kasa haline gelmesinin sonucu... Eskiden evler eşyalarla birlikte yaşam alanıydı ve belki hırsızların soymak isteyecekleri tek bir oda vardı; mutfak. Şimdi ise hırsızlar için imkanlar devasa...
Mülkiyetin niceliği, hırsızlığın da niteliğini değiştiriyor. Eskinin kervan hırsızları şimdilerde finans dünyasını speküle ediyorlar. Borsada, bankada ip atlıyorlar. Korsanlık, hep bir devlet iktidar dayanışması meselesidir; keşke birileri bu işi detaylıca yazsa da okusak...
Mal-mülk korunmayı zorunlu kılıyor. Korunma ihtiyacı da kapıların imkanlarını, teknolojilerini değiştiriyor. Evler çelik kapılarla korunurken, çelik kasalar artık hem çelik, hem de kimi özel güvenlik sistemleriyle takviye edilmiş durumda. Kapı hep mülkiyet sahipleri için kendini koruma, muhafaza etme güvenlik amaçlı. Oysa kapılar bir de yol açmak, kenetlenmek, buluşma mekanları için var. Yunus Emrenin şu dizelerinde olduğu gibi; "Taptuk'un tapusunda, kul olduk kapısında"
Anahtar, esen rüzgarla da kapıya çarpıyor; kalkıp oradan çıkarmaya eriniyorum...

Yorumlar

  1. Hak'tan gelen şerbeti,
    İçtik elhamdulillah.
    Şol kudret denizini,
    Geçtik elhamdulillah.

    Şol karşıki dağları,
    Meşeleri, bağları,
    Sağlık safalık ile,
    Aştık elhamdulillah

    Kuru idik yaş olduk,
    Kanatlandık kuş olduk.
    Birbirmize eş olduk,
    Uçtuk elhamdulillah.

    Vardığımız illere,
    Şol safa gönüllere.
    Halka tapduk manisin,
    Saçtık elhamdulillah.

    Balım Sultan ilinden,
    Şeker damlar dilinden.
    Dost bağının yolundan,
    Geçtik elhamdülillah.

    Beri gel barışalım,
    Yad isen bilişelim.
    Atımız eğerlendi,
    Estik elhamdulillah.

    İndik Rum'u kışladık,
    Çok hayır, şer işledik.
    Uş bahar geldi geri,
    Göçtük elhamdulillah.

    Dirildik pınar olduk,
    İrkildik ırmak olduk.
    Artık denize dolduk,
    Taştık elhamdulillah.

    Taptuk'un tapusunda,
    Kul olduk kapısında.
    Yunus miskin çiğ idik,
    Piştik elhamdülillah.

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Pis Bir roman yazmak: Üçücü bölüm Ana karakterden sonraki ölü

Hep pis bir roman yazmak istedim. Ne kadardır düşünüyorum tam olarak bilmiyorum ama bayağı bir zaman geçti üzerinden. İğrenç bir şeyin romanını yazmak, içimdeki pisliği çıkarıp atmak için bir araç sanki. Hepimizin içinde bir pislik var. İğrençlik, kokuşmuşluk. Aldığım notlardan birinde; umum tuvaletin alafranga taşının kenarlarına sıçramış sidik ve dışkı artıklarının biriktiği yerin tam ortasına bırakılmış bok yığının bir psikopat tarafından, ağzından salyalar akarak onu yalamasını anlatan ve o boku yiyinci de süper kahraman olduğunu hayal ettiren bir gerilim ve macera romanı yazmaya dair metinler vardı. Fakat bu pis bir roman olmayacaktı vazgeçtim. Ya da bir hastahane müdürünün morgda ölülerin tırnaklarını kesip onlarla koleksiyon yaptığını... Aslında bu harika bir fikirdi. Şimdiye kadar hiç bir hikaye ve romanda böyle bir karaktere rastlamadım. Fakat bir hastane müdürünün bu kadar psikopat olmasının ve bunun bir roman olarak bestseller olması halinde yakalayacağım şöhretin ardından;...

ABD, Ortadoğu'yu kaosa mı sürüklüyor? Ya Türkiye!

Bir memeli türü olarak "insan" ve İblis abimiz

Bir memeli türü olarak "insan" isimlendirmesiyle tanımlanan canlının bu ismi kazanmasının en önemli nedeni birbirine yardım eden canlı olması nedeniyledir. Her ne kadar insanı unutkan olarak tanımlayan ve bununla geliştirdiği ideoloji (Kelam) 'ye geçerlilik kazandırmaya çalışan, klasik katoliklerin tersine insan ünsiyetten gelerek yardımlaşan, dayanışan anlamına gelir / gelmelidir. 'Gelmelidir' diyoruz çünkü insan en nihayetinde sosyal bir varlıktır yani cemaatler veya daha geniş topluluklar olarak yaşarlar. Eğer unutan anlamına geldiğini düşünerek hareket edersek, unutmanın fiili olarak bir karşılığı olmalıdır ki insanın birbirini unutan bir varlık olmadığı yani insanı unutan bir varlık tanımlayamayız. Unutmak isan için temel bir kavram olarak kullanılamaz, unutmakla tanımlanamaz. Bu kurgulanmış ideoloji (Kelam)'nin kullandığı bununla "hidayetçi" bir din anlatısı ve anlayışının oluşmasını sağlamak amaçlıdır. "hidayet" kelami (ideolojik) b...