Bazen, sağda solda şöyle bir cümle görüyorum. "İnandığın gibi yaşa" bu cümle gibi ahlaksız pekçok cümle var hayatımızda. Bu cümleler yani propagandalar insanı, yaşamı, hayatı bir mit etrafında dondurmaya, sanki yaşam, hayatta, değişim, dönüşüm yokmuş gibi insan zihninin, fikrinin değişim ve dönüşümünü engellemeye yönelik cümleler. Oysa yaşam dediğimiz şey; bizim milyon tecrübemizle, yaşadığımız maruz kaldığımız sorunlarla şekillenir. İnsan inancına göre değil tecrübelerine göre yaşayan bir canlıdır ki zaten bundan başka yapılabileceği bir şey de yok.
Mesela çay içerken besmeleyle başlarsınız ama yudum alırken olduğu gibi üzerinize dökülürse küfrederdiniz, söylenirsiniz. Öyle olmalıdır çünkü canınız yanmıştır. O nedenle ne yaparsınız bir dahaki sefere daha dikkatli davranırsınız. Demek ki inancınız besmele derken tecrübe sizi küfretmeye sürükler. Bu kötü bir şey değil yaşamın harika çelişkileridir. Çelişkiler bizi geliştirir yoksa bize öğretilmiş ezberler, propagandalar bir şey öğretmez. Günümüzde de yaşam, insanlığın geldiği yer pekçok inancın, düşüncenin fikrin içini boşalttı. Tamam siz inanıyor olabilirisiniz ama yaşam sizin inancınızla değil yeni tecrübe ve şartlarla ilerler. Siz de bu değişimleri inancınızı tevil ederek kabullenirsiniz. Demem o ki bana inandığınız gibi değil yaşadıklarınızdan, maruz kaldıklarınızdan çıkardığınız sonuçlarla gelin. Bu sonuçlar sizin ne kadar insan olduğunuzu size ve bana gösterecektir. Yoksa sabah inanırken akşam çok kafir görürsünüz. Kâfir derken inancını bir ahlak, üstünlük sananlar için diyorum. Yani ahlaklıyken akşama ahlaksız çok adam çıkar. İnandığı gibi yaşayan adamı sevmiyorum zaten.. inandığın gibi yaşama öyle şeylerle gelme bana...
Yorumlar
Yorum Gönder