Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Soğan suyunun faydaları

Seslendiren: Esen Güney Video Klip: Hayati Esen Yemeklerin vazgeçilmesi soğanın; suyu, en az kendisi kadar faydalı... Yalnızca yemekleriniz de düşünmeyin soğan suyunu; vücudunuz, cildiniz ve hatta saçlarınız için oldukça faydalı… Soğan suyunun faydaları saymakla bitmiyor. Zayıflatır mı, sivilciler için kullanılabilir mi? Saç için ne gibi faydaları var? Bu soruların cevapları hepsi burada… Ancak soğan suyunun faydalarına gelmeden önce soğan suyunu nasıl yapacağınıza değinelim: Yaklaşık 3 ila 4 soğanı soyun ve doğrayın. Parçaları bir meyve sıkacağına ekleyin ve suyunu çıkarın. Bir kaba aktarın ve alın. Soğan suyunun faydaları Soğan suyu; A ve B vitaminleri bakımından zengindir. Bununla birlikte soğanda magnezyum, potasyum, kalsiyum, sodyum, iyot, fosfor ve kükürt mineralleri de bol miktarda bulunur. Soğan suyu vitamin, mineral bakımından zengin olmasının yanında içerdiği antioksidan sayesinde iltihap, alerji ve kanser önleyici özelliklere sahiptir. Bağışıklık sistemini güçle

ZAMAN KIRINTILARI / Ahmet Hamdi Tanpınar

Devleti korumak entelektüelde var olması gereken temel ahlaki değerdir

J. Bodin, devleti, “Bir çok ailenin ve bu ailelerin ortak olan şeylerinin, egemen güç (erk) tarafından, hukuka uygun olarak yönetilmesidir” şeklinde tanımlar. Böylece Bodin, devleti oluşturan en önemli kavramın “hiyerarşik yapılanma” olması gerektiği mazmununa işaret etmiş olur.  Zira toplumun en küçük sosyal birimi olan ailenin yapısal özelliğinde dikkat çeken eşler arasında, anne babanın çocukları arasında, ailenin -varsa- daha büyükleri veya daha küçükleri arasındaki dayanışmanın “kültürel hiyerarşi” diyebileceğimiz bir tanımla gerçekleştiğidir. Ailede her bireyin kültürel olarak yeri ve görevleri belirlenmiştir. Bu yazılı olarak; ‘karşılıklı görev, yetkiler, sorumluluklar’ gibi maddelerle tanımlandığında hukuk dediğimiz düzenleme ortaya çıkmış olur. Öyleyse devleti var eden en önemli etken, toplumsal hiyerarşinin devlete aktarılmasıdır. Toplumun seçkinleri, zenginleri, güçlüleri arasında meydana gelen bu doğal hiyerarşi bir kağıt üzerine yazılmaya yani bir anlaşma biçiminde uygula

Orhan Veli Kanık / Bedava

Masal Topluyorum

Yazan: Hayati Esen Seslendiren: Esen Güney Okuduğun bütün masalları evimizin bahçesinden toplarım. Yağmurun toprağa düştüğünde açtığı yaranın izlerinden; yukarıya doğru yükselen toprak kokusu, ne kadar hoştur değil mi? Toprağın, yağmurun acımasız darbelerine maruz kalınca havaya doğru yükselen ahu vahlarının sonucudur işte o kokular... Oysa hep göğün ağlamasından bahseder şairler. Yanlış! Hikayelerin hayattan, masalların efsanelerden türediği öğretilir insanlara. Yanlış! Oysa ben evimizin bahçesinden topluyorum bütün o masalları. Her sabah uyandığımda ilk yaptığım iş masalları toplamak... Kimi zaman yanlarında yeni yeşermiş şiirler bulurum Daha el değmemiş. Kimi zaman da yeni filiz veren bir roman... Hepsini işte bunların hepsini bahçeden topluyorum. Rahmetli Marquez'in romanında geçen bir cümle aklıma geldi "Ölmek sanıldığından çok daha zor. Onun için gerçekti bu..." İnsanlar da bahçeden masal topladığıma bu nedenle inanmıyorlar. Çok kolay geliyor onlara. Bun

yazamadığım şeyler

yazamadığım şeyleri, söyleyip anlatamadığım meseleleri, aklımdan geçip giden; gerçekleşmeyen planları, sırtımı yalayarak geçen caddedeki soğuk rüzgarı, akşam bindiğim otobüsün kırık koltuğunu, bir yerlerde beni beklendiğine inandığım şansımı, sayamadığım ve haberimin dahi olmadığı onca fikri düşünürken; ölmenin ne kadar kolay olduğunu farkettim. kapıyı açtığımda eve girmeye çalışan sokak kedisinin benden daha cesur daha atılgan ve daha çevik olduğunu görmek ise bunu gel sen düşün. hay atı cesurların, deneyenlerin, tecrübe edelerin değiştirdiği bir gerçek ama ben hayatı değiştirmek istemiyorum ki. hayat neden ve niçin değişsin. değişecek olan sadece düşürcelerim olsun. hayatın boyunca hep aynı düşünceye, fikri, ideolojiye sahip olduğunu düşünsene. -o vakit düşünemeyeceğinden bu geçersiz bir cümle oldu.- olsun; hayat geçersiz cümlelerin kullanıldığı bir zaman oldu. bak işte herkes ve dahi herkes cümle kurabiliyor, yazabiliyor. o kadar çok cümle kuran var ki, harf dediğimiz biçimlendiril

Her gün güneş doğuyordu...

Her gün güneş doğuyordu... Her sabah, sokağın başından "Sütçü!" diye bağıran mahallenin sütçüsü... Her gün geliyordu süt satmak için. Öğlen vakti uyandığı yatağından sağa sola sendemeler, bir taraftan da ayak topuklarından yukarı yükselen iğnelemeli ağrılar... Saat üçte iş başı. Gece, artı mesai ile birlikte ikide eve... hayatı hep böyle gidiyordu... Her gün her sabah güneş doğuyor ve her gün işe gidiyordu. Sütçü ısrarla her sabah; "Süt!" diye çığırıyordu. -"Benim evim yan binanın üçüncü katında ve her gün sabah erken kalkarım. Hikmet'in öğlene doğru geç saatlerde uyanmasını, saat iki gibi evden apar topar çıkışını görürüm. bu hep böyledir. Bazen ayakkabısının bağcıkları sağa sola savrularak koşar adım gider. Servise yetişmek için. Bir gün olsun; Hikmet'in farklı bir şey yaptığını hatırlamam." Kışla Caddesi'nden şehrin merkezine doğru inen insanlardan bir kısmı, sabah erkenden hastanede olan randevularına yetişmek için otobüs durağına biri