Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Yok olmazsa yakacağım bu İstanbul'u

Bazı zaman sadece kurduğum aha şu kişisel blogumla uğraşıp yazılarımı, günlük paylaşımlarımı buradan yayınlıyayım düşüncesi oluşuyor. Çok daha temiz ve çok daha masrafsız bir iş. Nasıl olsa google benim adıma yazılarımı, arama motorlarına indeksliyor, yayına hazırlıyor. Yapmam gereken tek şey yazmak. Google bana öyle diyor. Eğer bunu düzenli şekilde yaparsam; yazdıklarımı daha fazla kitlelere ulaştıracağına dair umut veren haberler gönderiyor.  Hem de çok okunursam -olur ya- böylece para da kazanabileceğimi de söylüyor.  Ana vatanım Amerika'da özellikle bu blog yazarlığından gerçekten ciddi paralar kazanan insanlar var.  Özellikle spesifik konularda yazılar yazan, videolar hazırlayıp paylaşan insanlar... Sanırım benim en büyük sorunum yazma işini belli bir alana yönlendiremeyişim; hep bir denemeci pozisyonunda kalmam. Oysa burada roman dahi yazıp yayınlayabilirim. Ne kadar çok okunursa o kadar çok para. Belki 7 milyon dolarımı buradan kazanabilir ve istediğim o dünya tatilini gerç

“Babamın çeketi” Ben ne yapmadımsa senin için yapmadım ulan!

Dün akşam, “Babamın Ceketi” adlı filmi izledim. Yönetmenliğini Müfit Can Saçıntı yapmış. 2018 yılı yapımı. Müfit Can Saçıntı, filmde baba rolünü oynuyor. Oğlunu en iyi şekilde yetiştirdiğin düşünen bir babanın; piyasa ekonomisini düşünmeden ne gibi yanlışlar yaptığını anlatması gerekirken; filmin sonunda babanın savunduğu erdem, ahlakın gerçeğini anlayan bir evladın kazanımıyla bitirdiği film. Evet filmdeki baba, evladına; soymaması, çalmaması, adam kayırmaması, her zaman başkalarını düşünmesi, vefayı, erdemi, ahlakı öğreten bir karakter çizer. Ama çocuk yine de piyasanın kurbanı olur. Babasının sözün uyarak; zamanında yapması gerekenleri yapmadığı için treni kaçırdığından piyasaya ayak uyduramaz ve treni kaçırır. Eee tabi kaçırdığı treni yakalaması gerekir zira, sevlisinin babası para kazanamayan damata kız yok der. O da bunun yolunu bulduğunu düşünür ve banka soymaya kalkışır… İzleyin derim. Unuttuğunuz değerleri sinemada hatırlatır olsun onları hatırlatmakta piyasa ekonomi

Soğan suyunun faydaları

Seslendiren: Esen Güney Video Klip: Hayati Esen Yemeklerin vazgeçilmesi soğanın; suyu, en az kendisi kadar faydalı... Yalnızca yemekleriniz de düşünmeyin soğan suyunu; vücudunuz, cildiniz ve hatta saçlarınız için oldukça faydalı… Soğan suyunun faydaları saymakla bitmiyor. Zayıflatır mı, sivilciler için kullanılabilir mi? Saç için ne gibi faydaları var? Bu soruların cevapları hepsi burada… Ancak soğan suyunun faydalarına gelmeden önce soğan suyunu nasıl yapacağınıza değinelim: Yaklaşık 3 ila 4 soğanı soyun ve doğrayın. Parçaları bir meyve sıkacağına ekleyin ve suyunu çıkarın. Bir kaba aktarın ve alın. Soğan suyunun faydaları Soğan suyu; A ve B vitaminleri bakımından zengindir. Bununla birlikte soğanda magnezyum, potasyum, kalsiyum, sodyum, iyot, fosfor ve kükürt mineralleri de bol miktarda bulunur. Soğan suyu vitamin, mineral bakımından zengin olmasının yanında içerdiği antioksidan sayesinde iltihap, alerji ve kanser önleyici özelliklere sahiptir. Bağışıklık sistemini güçle

ZAMAN KIRINTILARI / Ahmet Hamdi Tanpınar

Devleti korumak entelektüelde var olması gereken temel ahlaki değerdir

J. Bodin, devleti, “Bir çok ailenin ve bu ailelerin ortak olan şeylerinin, egemen güç (erk) tarafından, hukuka uygun olarak yönetilmesidir” şeklinde tanımlar. Böylece Bodin, devleti oluşturan en önemli kavramın “hiyerarşik yapılanma” olması gerektiği mazmununa işaret etmiş olur.  Zira toplumun en küçük sosyal birimi olan ailenin yapısal özelliğinde dikkat çeken eşler arasında, anne babanın çocukları arasında, ailenin -varsa- daha büyükleri veya daha küçükleri arasındaki dayanışmanın “kültürel hiyerarşi” diyebileceğimiz bir tanımla gerçekleştiğidir. Ailede her bireyin kültürel olarak yeri ve görevleri belirlenmiştir. Bu yazılı olarak; ‘karşılıklı görev, yetkiler, sorumluluklar’ gibi maddelerle tanımlandığında hukuk dediğimiz düzenleme ortaya çıkmış olur. Öyleyse devleti var eden en önemli etken, toplumsal hiyerarşinin devlete aktarılmasıdır. Toplumun seçkinleri, zenginleri, güçlüleri arasında meydana gelen bu doğal hiyerarşi bir kağıt üzerine yazılmaya yani bir anlaşma biçiminde uygula

Orhan Veli Kanık / Bedava

Masal Topluyorum

Yazan: Hayati Esen Seslendiren: Esen Güney Okuduğun bütün masalları evimizin bahçesinden toplarım. Yağmurun toprağa düştüğünde açtığı yaranın izlerinden; yukarıya doğru yükselen toprak kokusu, ne kadar hoştur değil mi? Toprağın, yağmurun acımasız darbelerine maruz kalınca havaya doğru yükselen ahu vahlarının sonucudur işte o kokular... Oysa hep göğün ağlamasından bahseder şairler. Yanlış! Hikayelerin hayattan, masalların efsanelerden türediği öğretilir insanlara. Yanlış! Oysa ben evimizin bahçesinden topluyorum bütün o masalları. Her sabah uyandığımda ilk yaptığım iş masalları toplamak... Kimi zaman yanlarında yeni yeşermiş şiirler bulurum Daha el değmemiş. Kimi zaman da yeni filiz veren bir roman... Hepsini işte bunların hepsini bahçeden topluyorum. Rahmetli Marquez'in romanında geçen bir cümle aklıma geldi "Ölmek sanıldığından çok daha zor. Onun için gerçekti bu..." İnsanlar da bahçeden masal topladığıma bu nedenle inanmıyorlar. Çok kolay geliyor onlara. Bun