Ana içeriğe atla

“Babamın çeketi” Ben ne yapmadımsa senin için yapmadım ulan!




Dün akşam, “Babamın Ceketi” adlı filmi izledim. Yönetmenliğini Müfit Can Saçıntı yapmış. 2018 yılı yapımı. Müfit Can Saçıntı, filmde baba rolünü oynuyor. Oğlunu en iyi şekilde yetiştirdiğin düşünen bir babanın; piyasa ekonomisini düşünmeden ne gibi yanlışlar yaptığını anlatması gerekirken; filmin sonunda babanın savunduğu erdem, ahlakın gerçeğini anlayan bir evladın kazanımıyla bitirdiği film.

Evet filmdeki baba, evladına; soymaması, çalmaması, adam kayırmaması, her zaman başkalarını düşünmesi, vefayı, erdemi, ahlakı öğreten bir karakter çizer. Ama çocuk yine de piyasanın kurbanı olur. Babasının sözün uyarak; zamanında yapması gerekenleri yapmadığı için treni kaçırdığından piyasaya ayak uyduramaz ve treni kaçırır. Eee tabi kaçırdığı treni yakalaması gerekir zira, sevlisinin babası para kazanamayan damata kız yok der. O da bunun yolunu bulduğunu düşünür ve banka soymaya kalkışır… İzleyin derim. Unuttuğunuz değerleri sinemada hatırlatır olsun onları hatırlatmakta piyasa ekonomisinin parçası sinema sektörünün işidir… Not: Rahmetli Ayşen Gruda’yı seyredin harika oyunculuğunu tekrar hatırlayın…

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Pis Bir roman yazmak: Üçücü bölüm Ana karakterden sonraki ölü

Hep pis bir roman yazmak istedim. Ne kadardır düşünüyorum tam olarak bilmiyorum ama bayağı bir zaman geçti üzerinden. İğrenç bir şeyin romanını yazmak, içimdeki pisliği çıkarıp atmak için bir araç sanki. Hepimizin içinde bir pislik var. İğrençlik, kokuşmuşluk. Aldığım notlardan birinde; umum tuvaletin alafranga taşının kenarlarına sıçramış sidik ve dışkı artıklarının biriktiği yerin tam ortasına bırakılmış bok yığının bir psikopat tarafından, ağzından salyalar akarak onu yalamasını anlatan ve o boku yiyinci de süper kahraman olduğunu hayal ettiren bir gerilim ve macera romanı yazmaya dair metinler vardı. Fakat bu pis bir roman olmayacaktı vazgeçtim. Ya da bir hastahane müdürünün morgda ölülerin tırnaklarını kesip onlarla koleksiyon yaptığını... Aslında bu harika bir fikirdi. Şimdiye kadar hiç bir hikaye ve romanda böyle bir karaktere rastlamadım. Fakat bir hastane müdürünün bu kadar psikopat olmasının ve bunun bir roman olarak bestseller olması halinde yakalayacağım şöhretin ardından;...

ABD, Ortadoğu'yu kaosa mı sürüklüyor? Ya Türkiye!

Bir memeli türü olarak "insan" ve İblis abimiz

Bir memeli türü olarak "insan" isimlendirmesiyle tanımlanan canlının bu ismi kazanmasının en önemli nedeni birbirine yardım eden canlı olması nedeniyledir. Her ne kadar insanı unutkan olarak tanımlayan ve bununla geliştirdiği ideoloji (Kelam) 'ye geçerlilik kazandırmaya çalışan, klasik katoliklerin tersine insan ünsiyetten gelerek yardımlaşan, dayanışan anlamına gelir / gelmelidir. 'Gelmelidir' diyoruz çünkü insan en nihayetinde sosyal bir varlıktır yani cemaatler veya daha geniş topluluklar olarak yaşarlar. Eğer unutan anlamına geldiğini düşünerek hareket edersek, unutmanın fiili olarak bir karşılığı olmalıdır ki insanın birbirini unutan bir varlık olmadığı yani insanı unutan bir varlık tanımlayamayız. Unutmak isan için temel bir kavram olarak kullanılamaz, unutmakla tanımlanamaz. Bu kurgulanmış ideoloji (Kelam)'nin kullandığı bununla "hidayetçi" bir din anlatısı ve anlayışının oluşmasını sağlamak amaçlıdır. "hidayet" kelami (ideolojik) b...