Ana içeriğe atla

Ne kadar kelle o kadar fazla data paylaşımı. Çin, Hindistan hattı buna en uygun yer.

Ne kadar kelle o kadar fazla data paylaşımı. Çin, Hindistan hattı buna en uygun yer.

Hiç kimse Amerikan toplumunun neden bu kadar siyasallaştığını konuşmuyor. Neden Trump siyasette bu kadar önemli bir figür haline geldi. Neden beyaz Amerikalılar Trumpçı oldu. Neden Demokratları vatan hani olarak görüyorlar.

Bu yaklaşık olarak 30 yıldır süren ve aslında kronikleşmiş sorunların Amerikan siyasal hayatına yansımasının bir sonucu. Kavga yeni görünür olmaya başladı. Globalizm olarak tanımlanan; tek devlet, tek toplum, tek din, tek para gibi dönüşümlerin demokrasi özgürlük propagandasıyla geçirlemeye çalışılan kavganın dramatik durumlarından biri. Çin tek devlet yayılmacılığının merkezi seçilmiş durumdu. Ve bunu Amerikan demokratlar küreselleşme teorisiyle destekliyorlar. Çünkü Globalleşmek için dünyanın en yoğun nüfuslu toplumunu merkeze alarak gitmek istiyorlar. Çin büyük bir proje ve bu Proje Globalleşmenin merkezi olarak seçilmiş durumdu.

Modernizmin sanayi devriminin "Avrupalılık" tanımlı olarak icad ettiği dünya düzeni gibi Globalleşme de yoğun nüfuslu Çin üzerinden dünyaya dayatılıyor. Dijital-çağ çok fazla nüfus insan kellesi istiyor. Gelir paylaşımı, tüketimi artık bir data işi. Ne kadar kelle o kadar fazla data paylaşımı. Çin Hindistan hattı buna en uygun yer.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Pis Bir roman yazmak: Üçücü bölüm Ana karakterden sonraki ölü

Hep pis bir roman yazmak istedim. Ne kadardır düşünüyorum tam olarak bilmiyorum ama bayağı bir zaman geçti üzerinden. İğrenç bir şeyin romanını yazmak, içimdeki pisliği çıkarıp atmak için bir araç sanki. Hepimizin içinde bir pislik var. İğrençlik, kokuşmuşluk. Aldığım notlardan birinde; umum tuvaletin alafranga taşının kenarlarına sıçramış sidik ve dışkı artıklarının biriktiği yerin tam ortasına bırakılmış bok yığının bir psikopat tarafından, ağzından salyalar akarak onu yalamasını anlatan ve o boku yiyinci de süper kahraman olduğunu hayal ettiren bir gerilim ve macera romanı yazmaya dair metinler vardı. Fakat bu pis bir roman olmayacaktı vazgeçtim. Ya da bir hastahane müdürünün morgda ölülerin tırnaklarını kesip onlarla koleksiyon yaptığını... Aslında bu harika bir fikirdi. Şimdiye kadar hiç bir hikaye ve romanda böyle bir karaktere rastlamadım. Fakat bir hastane müdürünün bu kadar psikopat olmasının ve bunun bir roman olarak bestseller olması halinde yakalayacağım şöhretin ardından; ...

ABD, Ortadoğu'yu kaosa mı sürüklüyor? Ya Türkiye!

Prof.Dr. Oğuz Tekin'le Eski Çağ söyleşisi

Türkiye'de Eskiçağ tarihi alanında önemli çalışmalara ve eserlere imza atan Prof.Dr. Oğuz Tekin Hocamıza,  ülkemizde Eskiçağ tarihinin durumu ve bu alanda yapılması gerekenlerle ilgili sorular yönelttik... İyi okumalar...  Eskiçağ tarihi yazımının, Rönesans’ta oluşan ‘Hümanizm’ akımıyla başladığını görüyoruz. Bu düşünceyle doğmasının nedenleri nelerdir? Eskiçağ tarihini ana hatlarıyla zamansal (kronolojik) ve mekansal (coğrafi) kapsamından bahseder misiniz? Aslında Eskiçağ tarihi yazımı daha Eskiçağ’ın kendisinde başlıyor. Eskiçağ devletlerinin, uygarlıklarının, bu uygarlıklar içindeki tarihsel kişiliklerin, inancın kayıtlarını; antik çağ yazarlarının eserlerinde bulmak mümkündür. Oldukça geniş bir repertuvar söz konusudur. Roma İmparatorluğu ve “Bizans” Dönemi’nde de bu sürmüştür. Özetle Eskiçağ tarihine ilişkin yazım, daha Eskiçağ’da (kendi döneminde) başlamıştır zaten. Rönesans’ta başlayan, antik çağ yazarlarından kalan eserlerin, yeniden derlenmesi ve günümüze...