Tuvalet sırasında beklerken, yerde pisuvar kenarından damlayan su ve idrar atıklarının akar yerine düşmüş olan 1TL yi avuçlayıp cebine koyduğunda beni göreceğini biliyordum. Cebinden elini çıkarıp yanağının kenarından akan salyayı silip, "Hocam, nasılsın" diyerek elini uzattı. O anda hanımın "şu delileri, sokakta kalmışları gördüğünde onlarla tokalaşma alışkanlığını bırak. Tokalaşmadan da onlarla konuşa bilirsin. Salgın var!" cümlesi bir spot olarak gözümün önünden geçti.
-İyiyim Nazım abi sen nasılsın diyip uzatan elini tuttum. Ama bunun Nazım abi için yetmeyeceğini biliyordum. Boynuma sarılıp "Hoca seni özlemişim. Hiç camiye gelmiyorsun artık." cümlesi, üzerine sinmiş olan tuvalet kokusuyla birlikte ta ciğerlerimin içine kadar indi.
-Camiyi sana bıraktım artık Nazmi abi. Sınıf atlamaya çalışıyorum. Yapamadım ama uğraşıyorum halen.
-Hoca sen okulu bitirmedin mi daha?
Arkadamdaki adam. Sıra sende abi dedi.
-Nazmi abi sonra görüşelim şimdi bana müsaade, dedim.
Nazmi abi, hakkında hiç bir efsane uydurulmamış sayılı delilerdendir. Deli değil sokakta yaşayanlardan. Bir gün "Ne zaman kafayı sıyırdın sokakta yaşamaya karar verdin abi?" diye sorduğumda ben hep böyleydim Hoca dedi.
Ben sokakta, çöplükte büyüdüm. Annem beni kimden peydahladığını bilmiyor. Babamı hiç tanımadım. Belki anam hatırlasa ben de bulurdum ama yok...
Nazmi abinin çocukluğu belediyenin çöp alanlarında geçmiş. "21 yaşına kadar ben dünyayı çöplük sanıyordum. Anam ölünce o yaşta beni oradan akrabalarım kovdular. Nereye gideceğimi bilmiyordum. Halkalı meydana git oradan heryere gidersin dediler. Ben Halkalı'yı daha büyük çöplük sanarak yola çıktım. Çöplükten Halkalı'ya ancak iki günde geldim. Hep yolu kaybettim. Meğer yürüyerek 2-3 saat sürüyormuş. Allah kimseyi bilmediği yola koymasın. Yolu bilmeyince ortada kalıyorsun." diyerek anlattığı hayat hikâyesini üç defa dinlemişimdir.
Sokakta yaşayan insanlar için hep bir efsane vardır.
-38. Bölüm. PİS Roman-
Yorumlar
Yorum Gönder