Ana içeriğe atla

Zihnimin inanılmaz derece genişlediğini

Zihnimin inanılmaz derece genişlediğini, beni içine alan bu bu dünyanın dışına bu genişleme; hayal ile çıkabildiğimi, bütün insanlığın aslında hayal ile tarakki ettiğini farkedeli bayağı bir zaman geçti. Zihnin genişlemesi sanırım; çok farklı kültürlerle iletişime geçerek mümkün oluyor. İnsan farklı kültürler, farklı diller, yaşamlar, dinler gördüğünde içinde yaşadığı kendi dünyasının farkına varıyor. Ya da şöyle ifade etmek gerekirse; kendine yeni karşılaştığı o kültürle dışarıdan bakabilme imkanı buluyor. Yeni kültür kendi alışkanlıklarını, davranışlarını, inanışlarını analiz edebilmesine imkan tanıyor.
Zihnin gelişiminde zaman çok mühim; İnsan zamanı da ancak farklı kültürlerle tanıştığında farkede biliyor. Yoksa zaman dediğimiz mefhumun, yaşamımızda değişen olmadıkça, hayatımız belli bir düzende sabitse bir önemi olmadığını sanıyorum. Eski dönem seyyahların zamanı tutmalarının (kayıt altına alma) sebebi gezerek, görerek değişenin farkına varmalarıdır sanırım. Değişeni anlamak, yorumlamak için de zamanı tutmak, kayıt altına almak gerekir... Değişen yoksa ne yapacaksınız takvimi, saati...
Elbette sanayi devrimi zaman denen akışı çok farklı yorumluyor o başka bir durum..
Zihnimin genişlemesi dedim dikkat ederseniz. Zihin genişlemesi meselesi önemli... bu yazdıklarım girişti... hikayem buradan sonra başlıyor.... (ben çok derin bir filozofum bakın daha bu giriş cümlesi bile değil..)

Yorumlar

  1. Bu giriş cümlesi bile değilse Giriş-gelişme-sonuç kavramını sabırsızlıkla bekliyorum :)

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Pis Bir roman yazmak: Üçücü bölüm Ana karakterden sonraki ölü

Hep pis bir roman yazmak istedim. Ne kadardır düşünüyorum tam olarak bilmiyorum ama bayağı bir zaman geçti üzerinden. İğrenç bir şeyin romanını yazmak, içimdeki pisliği çıkarıp atmak için bir araç sanki. Hepimizin içinde bir pislik var. İğrençlik, kokuşmuşluk. Aldığım notlardan birinde; umum tuvaletin alafranga taşının kenarlarına sıçramış sidik ve dışkı artıklarının biriktiği yerin tam ortasına bırakılmış bok yığının bir psikopat tarafından, ağzından salyalar akarak onu yalamasını anlatan ve o boku yiyinci de süper kahraman olduğunu hayal ettiren bir gerilim ve macera romanı yazmaya dair metinler vardı. Fakat bu pis bir roman olmayacaktı vazgeçtim. Ya da bir hastahane müdürünün morgda ölülerin tırnaklarını kesip onlarla koleksiyon yaptığını... Aslında bu harika bir fikirdi. Şimdiye kadar hiç bir hikaye ve romanda böyle bir karaktere rastlamadım. Fakat bir hastane müdürünün bu kadar psikopat olmasının ve bunun bir roman olarak bestseller olması halinde yakalayacağım şöhretin ardından;...

ABD, Ortadoğu'yu kaosa mı sürüklüyor? Ya Türkiye!

Bir memeli türü olarak "insan" ve İblis abimiz

Bir memeli türü olarak "insan" isimlendirmesiyle tanımlanan canlının bu ismi kazanmasının en önemli nedeni birbirine yardım eden canlı olması nedeniyledir. Her ne kadar insanı unutkan olarak tanımlayan ve bununla geliştirdiği ideoloji (Kelam) 'ye geçerlilik kazandırmaya çalışan, klasik katoliklerin tersine insan ünsiyetten gelerek yardımlaşan, dayanışan anlamına gelir / gelmelidir. 'Gelmelidir' diyoruz çünkü insan en nihayetinde sosyal bir varlıktır yani cemaatler veya daha geniş topluluklar olarak yaşarlar. Eğer unutan anlamına geldiğini düşünerek hareket edersek, unutmanın fiili olarak bir karşılığı olmalıdır ki insanın birbirini unutan bir varlık olmadığı yani insanı unutan bir varlık tanımlayamayız. Unutmak isan için temel bir kavram olarak kullanılamaz, unutmakla tanımlanamaz. Bu kurgulanmış ideoloji (Kelam)'nin kullandığı bununla "hidayetçi" bir din anlatısı ve anlayışının oluşmasını sağlamak amaçlıdır. "hidayet" kelami (ideolojik) b...