Ana içeriğe atla

Çayırda gezen bir tek ben miyim

Yaşamın her zaman bir yerlerde devam edeceğini bilmek güzel. Öyle ya da böyle bir şekilde hayatın parçası olan bizler belli bir yaşam çizgisine sahibiz. Buna zaman deniyor. Zaman denen şey ise "hareket, değişim, dönüşüm" denen şeyin gözlemlenme imkanına verilen kavram. Peygamber de bir sözünde "Zaman Allah'tır ona küfretmeyin" der" Yani Muhammed Peygamber, değişim ve dönüşümün kendisi olan bir yatacıya inanıyor ki şu ayette "O her an bir oluş içindedir" ayeti onun görüşünü teyid eden bir özellik gösteriyor. Heee tabi, Kur'an'ın bir kısmını başka zamanda başka insanlar mı yazdı tabi bunu da bilmiyorum. Çok ta önemli değil. Sonuçta yazma denen fiil insana mahsus bir şey olduğu için ve Kur'an'ı da insanlar yazdığı için farklı zamanlarda bir araya getirmiş olabilirler. Tanrı okuma yazma bilmiyor zaten..

Önemli olan insanın, Tanrıya karşı ahlaki bir sorumluluktan ziyade insana karşı bir ahlaki ve vicdani sorumuluk içinde olmasıdır. Bu sorumluluk hem biyolojik bir ortaklıktan kaynaklı hem de fiziksel nedenlerle gelişen ortak kültürden. Ama bütün bu kavramların tepe tepe sömürüldüğü bir çağda yaşayınca herhangi bir şeyin değerinin kalmadığı bir ortamda yaşıyoruz vs vs vs...



Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Pis Bir roman yazmak: Üçücü bölüm Ana karakterden sonraki ölü

Hep pis bir roman yazmak istedim. Ne kadardır düşünüyorum tam olarak bilmiyorum ama bayağı bir zaman geçti üzerinden. İğrenç bir şeyin romanını yazmak, içimdeki pisliği çıkarıp atmak için bir araç sanki. Hepimizin içinde bir pislik var. İğrençlik, kokuşmuşluk. Aldığım notlardan birinde; umum tuvaletin alafranga taşının kenarlarına sıçramış sidik ve dışkı artıklarının biriktiği yerin tam ortasına bırakılmış bok yığının bir psikopat tarafından, ağzından salyalar akarak onu yalamasını anlatan ve o boku yiyinci de süper kahraman olduğunu hayal ettiren bir gerilim ve macera romanı yazmaya dair metinler vardı. Fakat bu pis bir roman olmayacaktı vazgeçtim. Ya da bir hastahane müdürünün morgda ölülerin tırnaklarını kesip onlarla koleksiyon yaptığını... Aslında bu harika bir fikirdi. Şimdiye kadar hiç bir hikaye ve romanda böyle bir karaktere rastlamadım. Fakat bir hastane müdürünün bu kadar psikopat olmasının ve bunun bir roman olarak bestseller olması halinde yakalayacağım şöhretin ardından;...

ABD, Ortadoğu'yu kaosa mı sürüklüyor? Ya Türkiye!

Bir memeli türü olarak "insan" ve İblis abimiz

Bir memeli türü olarak "insan" isimlendirmesiyle tanımlanan canlının bu ismi kazanmasının en önemli nedeni birbirine yardım eden canlı olması nedeniyledir. Her ne kadar insanı unutkan olarak tanımlayan ve bununla geliştirdiği ideoloji (Kelam) 'ye geçerlilik kazandırmaya çalışan, klasik katoliklerin tersine insan ünsiyetten gelerek yardımlaşan, dayanışan anlamına gelir / gelmelidir. 'Gelmelidir' diyoruz çünkü insan en nihayetinde sosyal bir varlıktır yani cemaatler veya daha geniş topluluklar olarak yaşarlar. Eğer unutan anlamına geldiğini düşünerek hareket edersek, unutmanın fiili olarak bir karşılığı olmalıdır ki insanın birbirini unutan bir varlık olmadığı yani insanı unutan bir varlık tanımlayamayız. Unutmak isan için temel bir kavram olarak kullanılamaz, unutmakla tanımlanamaz. Bu kurgulanmış ideoloji (Kelam)'nin kullandığı bununla "hidayetçi" bir din anlatısı ve anlayışının oluşmasını sağlamak amaçlıdır. "hidayet" kelami (ideolojik) b...