Ana içeriğe atla

Tanrıyı Sev Pirmegon Tanrı İyidir Sıkma Canını

Sevgili Pirmegon, sana mektup yazmayalı uzun zaman oldu biliyorum. Bu aralar aklıma gelen yazılması gereken konulardan biri de ölüm sonrası hayatın olup olmadığı mevzusu. Doğrusunu söylemek gerekirse öldükten sonra bir hayatın olduğu kanaatinde pek değilim. Bu bağlamda aynı sevgili Yahudi abilerimiz gibi düşünüyorum. Ya da rasyonel materyalistler gibi denebilir. Sen de biliyorsun yahudiler için cennet cehennem yok. Öldükten sonra toprak oluyorsun. Ama ben evrende bir dönüşüm olduğunu düşünüyorum tabi. Yani Ölüp gitmek yok olup gitmek değil. Sonuçta madde evrende bir şekilde dönüşüp duruyor. Bizler de maddeyiz her ne kadar canlı olsak ta özü karbon olan canlılarız. Cansız maddenin, canlı hale gelmesi hep en inanılmaz şey. Bunu halen fiziksel olarak izah edebilmiş değil insanlık. Sanırım izah edemeyecek gibi de duruyor. İnanılmaz derece, hesaplanamaz, ölçülemez, göstergelenemez olaylar dizgisi var canlı hale gelmekte.

Rahmetli Yunus Abi'nin dediği gibi "Cennet dedikleri üç bey köşk isteyene ver onları bana seni gerek seni" demiyorum. Cennet mefkuresinin çok farklı çok katmanlı olduğunu düşünüyorum. Zaten, sanrım rahmetli de öyle düşündüğünden bir miktar takiye gibi yapıp isteyene ver onları demiş. Neyse ben oraya girmeyeyim.

İnsanın ebedi yaşama arzusunu anlıyorum. Ama ben insanın neden şimdi yaşayıp sonra bir daha yaşamak istediğini de pek anlamış değilim. Ne var yani ölüp gitsek toprak olsak. ne zararı var? Var olmak başka bir şey tekrar bir şekilde dirilip yaşamak başka. Dediğim gibi hep var olabileceğimizi düşünüyorum. Fiziksel olarak ta arık bunun böyle olduğunu biliyoruz. ikinci bir cennet cehennem bana pek öyle anlatıldığı gibi gelmiyor. Zaten benim tanrıya inanmam için ikinci beyinci beşyüzüncü bir hayata inanmam da gerekmiyor. Toprak olalım ne var. Hatta yok olsak belki daha iyi. Ama tanrının işine karışmak istemem. Sonuç olarak varlığı şu anda hep var kıldığına göre sanırım bir şekilde var olacağız. Bunu sana daha detaylı yazarım biraz kahve, çay içip kendime gelince.
Tanrıyı sev Primegon. Tanrı iyidir... Cennete gitmeyip toprak olarak kalsan da....




Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Pis Bir roman yazmak: Üçücü bölüm Ana karakterden sonraki ölü

Hep pis bir roman yazmak istedim. Ne kadardır düşünüyorum tam olarak bilmiyorum ama bayağı bir zaman geçti üzerinden. İğrenç bir şeyin romanını yazmak, içimdeki pisliği çıkarıp atmak için bir araç sanki. Hepimizin içinde bir pislik var. İğrençlik, kokuşmuşluk. Aldığım notlardan birinde; umum tuvaletin alafranga taşının kenarlarına sıçramış sidik ve dışkı artıklarının biriktiği yerin tam ortasına bırakılmış bok yığının bir psikopat tarafından, ağzından salyalar akarak onu yalamasını anlatan ve o boku yiyinci de süper kahraman olduğunu hayal ettiren bir gerilim ve macera romanı yazmaya dair metinler vardı. Fakat bu pis bir roman olmayacaktı vazgeçtim. Ya da bir hastahane müdürünün morgda ölülerin tırnaklarını kesip onlarla koleksiyon yaptığını... Aslında bu harika bir fikirdi. Şimdiye kadar hiç bir hikaye ve romanda böyle bir karaktere rastlamadım. Fakat bir hastane müdürünün bu kadar psikopat olmasının ve bunun bir roman olarak bestseller olması halinde yakalayacağım şöhretin ardından;...

ABD, Ortadoğu'yu kaosa mı sürüklüyor? Ya Türkiye!

Bir memeli türü olarak "insan" ve İblis abimiz

Bir memeli türü olarak "insan" isimlendirmesiyle tanımlanan canlının bu ismi kazanmasının en önemli nedeni birbirine yardım eden canlı olması nedeniyledir. Her ne kadar insanı unutkan olarak tanımlayan ve bununla geliştirdiği ideoloji (Kelam) 'ye geçerlilik kazandırmaya çalışan, klasik katoliklerin tersine insan ünsiyetten gelerek yardımlaşan, dayanışan anlamına gelir / gelmelidir. 'Gelmelidir' diyoruz çünkü insan en nihayetinde sosyal bir varlıktır yani cemaatler veya daha geniş topluluklar olarak yaşarlar. Eğer unutan anlamına geldiğini düşünerek hareket edersek, unutmanın fiili olarak bir karşılığı olmalıdır ki insanın birbirini unutan bir varlık olmadığı yani insanı unutan bir varlık tanımlayamayız. Unutmak isan için temel bir kavram olarak kullanılamaz, unutmakla tanımlanamaz. Bu kurgulanmış ideoloji (Kelam)'nin kullandığı bununla "hidayetçi" bir din anlatısı ve anlayışının oluşmasını sağlamak amaçlıdır. "hidayet" kelami (ideolojik) b...