Şimdi sen sadece "insan kültür üreten tek canlıdır" ve insanı sadece kültür üreten bir canlı olarak tanımlarsan, başka canlıların kültürü yoktur dersen; sosyolojinin "insan kültürel bir canlıdır" yaklaşımını alır dine bindirmiş olursun ve dinin insanı nasıl anlattığını anlamaktan çok sosyolojik kavrama hapsetmiş olursun. Yoksa dinin herhangi bir metninde insan kültür üreten bir canlıdır demez. Nasıl ki "İnsan memeli bir canlıdır" dememesi gibi. insan kültür üreten bir canlıdır demek veya "İnsan memeli bir canlıdır" demekte insanı tanımlamaktır.
Mantık dediğimiz şey işte bu iki şeyi birleştirmemizi ve ayrıştırmamızı sağlar. Şimdi sen illahim insan kültür üreten tek varlıktır diye tutturursan; düz mantıkla dinin insan tanımımı bu hale sokup başka şeyleri yok ediyorsun demektir Hele felsefe yapıyorsan asla böyle bir şeyi tutturmazsın. Tutturursan sadece düz mantık uyguluyorsun demektir.
Şöyle anlayım; okulda 2X2=4 eder öğretilen öğrenci ilk defa öğrendiği her şeye bu gözle bakar. Sosyolojide "insan kültür üreten bir canlıdır" demeyi mi öğrendi. Artık insanı böyle tanımlar. Ya yok evladım öyle değil, bak insan şöyle bir varlık böyle bir varlık desen de anlamaz. Çünkü görecelik mantığını bilmiyordur. Görceliyi okumuştur da onun ne işe yaradığını bilmiyordur. Disiplinler arası geçişte nasıl bir foksiyonu olduğunu anlamıyordur Göreceli mantığı anlatır dersini dahi verir. Bu bizim okullarımızda Aristo mantığı dersini anlatan felsefe öğretmenlerimizin eğitim sistemimizin özdeşlik mantığı yani aristo mantığıyla öğretildini bilmemesi gibi bir şey bu. Uygulamalı mantık yapmak lazım ki mantıığın ne işe yaradığını öğrensin. yoksa mantık okumakla öğrenilmez.
Mantık dediğimiz şey işte bu iki şeyi birleştirmemizi ve ayrıştırmamızı sağlar. Şimdi sen illahim insan kültür üreten tek varlıktır diye tutturursan; düz mantıkla dinin insan tanımımı bu hale sokup başka şeyleri yok ediyorsun demektir Hele felsefe yapıyorsan asla böyle bir şeyi tutturmazsın. Tutturursan sadece düz mantık uyguluyorsun demektir.
Şöyle anlayım; okulda 2X2=4 eder öğretilen öğrenci ilk defa öğrendiği her şeye bu gözle bakar. Sosyolojide "insan kültür üreten bir canlıdır" demeyi mi öğrendi. Artık insanı böyle tanımlar. Ya yok evladım öyle değil, bak insan şöyle bir varlık böyle bir varlık desen de anlamaz. Çünkü görecelik mantığını bilmiyordur. Görceliyi okumuştur da onun ne işe yaradığını bilmiyordur. Disiplinler arası geçişte nasıl bir foksiyonu olduğunu anlamıyordur Göreceli mantığı anlatır dersini dahi verir. Bu bizim okullarımızda Aristo mantığı dersini anlatan felsefe öğretmenlerimizin eğitim sistemimizin özdeşlik mantığı yani aristo mantığıyla öğretildini bilmemesi gibi bir şey bu. Uygulamalı mantık yapmak lazım ki mantıığın ne işe yaradığını öğrensin. yoksa mantık okumakla öğrenilmez.
Şimdi üçüncü dünya ülkelerinde özellikle dini bütün böyük mütefekkirlere, din öğretimi, sosyoloji üzerinden öğretildi. Örneğin bizim ilahiyatlarımız aslında sosyoloji okullarıdır. Din şudur, insan budur, peygamber şöyledir diye yapılan son 100-200 yıllık tanımlar aslında sosyoloji üzerinden üretilir.
Çünkü sosyoloji kolay bir bilimdir (bilim olduğu tartışılır) ve her geri zekalı da rahatlıkla öğrenebilir. Mesele insan, varlık meselesini fizik veya biyoloji gibi temel bilimlerden öğretemezsin. Hele felsefe ile asla yapamazsın.
Memlekette sorun böyük yapacak bir şey yok....
Yau şimdi eskiden islam kelamcıları denen zümre böyleydi. Şimdidi böyük mütefekkirler böyle...
Çünkü sosyoloji kolay bir bilimdir (bilim olduğu tartışılır) ve her geri zekalı da rahatlıkla öğrenebilir. Mesele insan, varlık meselesini fizik veya biyoloji gibi temel bilimlerden öğretemezsin. Hele felsefe ile asla yapamazsın.
Memlekette sorun böyük yapacak bir şey yok....
Yau şimdi eskiden islam kelamcıları denen zümre böyleydi. Şimdidi böyük mütefekkirler böyle...
Yorumlar
Yorum Gönder