Ana içeriğe atla
Bu ülkede, politize olmadan, siyaset yapmadan her herhangi bir şeyi söylemek her zaman suç olmuştur. Eğer siyaset yapmıyorsanız; sadece bir düşüncenizi söylemek için fikir beyan ediyorsanız linç edilirsiniz.. Mesela bir örnek vereyim; Bazen anlatırım; sanayi toplumunun erkeği ve kadını az üreyen, çok çalışan insan tipolojisidir. Bu nedenle çok eşlilik yasaklanmıştır. Zira çok eşlilik, erkeği ve kadını cinsel olarak daha üretken kılar. Kadınlar hemcinsleriyle rekabet halindedir. Erkekse daha aktif ve üretken olur. Diğer memelilerde de böyledir. İnsan da bir memelidir sonuçta... Şimdi az üremeyi çok çalımayı sağlamanın yolu çok eşliliği engellemekten geçer. Bunu da hukuki düzenlemeyle sağlamışlardır. falan falan vs diye böyle uzun uzun anlatırım. Çok detaylı şekilde.

Hemmen; yok efendim sen çok eşliliği mi savunuyorsun. Yok sen cinsel sapık mısın zart zurt.. Ben de ne yapıyorum. Böyle meselelere artık girmiyorum. İmamınoğluna sarıyorum yahut başka birine.. Ne de olsa bunun tarafları var. En azından bir taraf beni tutarak bana yaşama hakkı veriyor. Diğerinde din fanatikleri, sen cinsel sapık mısın, sekülerler sen çok eşliliği mi savunuyorsun diyip duruyorlar. Tamamen ideolojik ezberler tepkiler vs.... Ne gerek var yaşam konforumu bozayım...

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Pis Bir roman yazmak: Üçücü bölüm Ana karakterden sonraki ölü

Hep pis bir roman yazmak istedim. Ne kadardır düşünüyorum tam olarak bilmiyorum ama bayağı bir zaman geçti üzerinden. İğrenç bir şeyin romanını yazmak, içimdeki pisliği çıkarıp atmak için bir araç sanki. Hepimizin içinde bir pislik var. İğrençlik, kokuşmuşluk. Aldığım notlardan birinde; umum tuvaletin alafranga taşının kenarlarına sıçramış sidik ve dışkı artıklarının biriktiği yerin tam ortasına bırakılmış bok yığının bir psikopat tarafından, ağzından salyalar akarak onu yalamasını anlatan ve o boku yiyinci de süper kahraman olduğunu hayal ettiren bir gerilim ve macera romanı yazmaya dair metinler vardı. Fakat bu pis bir roman olmayacaktı vazgeçtim. Ya da bir hastahane müdürünün morgda ölülerin tırnaklarını kesip onlarla koleksiyon yaptığını... Aslında bu harika bir fikirdi. Şimdiye kadar hiç bir hikaye ve romanda böyle bir karaktere rastlamadım. Fakat bir hastane müdürünün bu kadar psikopat olmasının ve bunun bir roman olarak bestseller olması halinde yakalayacağım şöhretin ardından;...

ABD, Ortadoğu'yu kaosa mı sürüklüyor? Ya Türkiye!

Bir memeli türü olarak "insan" ve İblis abimiz

Bir memeli türü olarak "insan" isimlendirmesiyle tanımlanan canlının bu ismi kazanmasının en önemli nedeni birbirine yardım eden canlı olması nedeniyledir. Her ne kadar insanı unutkan olarak tanımlayan ve bununla geliştirdiği ideoloji (Kelam) 'ye geçerlilik kazandırmaya çalışan, klasik katoliklerin tersine insan ünsiyetten gelerek yardımlaşan, dayanışan anlamına gelir / gelmelidir. 'Gelmelidir' diyoruz çünkü insan en nihayetinde sosyal bir varlıktır yani cemaatler veya daha geniş topluluklar olarak yaşarlar. Eğer unutan anlamına geldiğini düşünerek hareket edersek, unutmanın fiili olarak bir karşılığı olmalıdır ki insanın birbirini unutan bir varlık olmadığı yani insanı unutan bir varlık tanımlayamayız. Unutmak isan için temel bir kavram olarak kullanılamaz, unutmakla tanımlanamaz. Bu kurgulanmış ideoloji (Kelam)'nin kullandığı bununla "hidayetçi" bir din anlatısı ve anlayışının oluşmasını sağlamak amaçlıdır. "hidayet" kelami (ideolojik) b...