Ana içeriğe atla

Cehenneme ulaşım kesin ama cennet bizde zor

Biliyorsunuz ben çevremdeki herkesi cennete götürmekle değil ama cehenneme götürme vaadiyle davet ediyorum. Cennette o kadar çok iyi var ki; ben dahil pek çok insana kontenjan kaldığını sanmıyorum. Ne de olsa cennetin de bir kontenjanı olmalı değil mi. Cennete gitmenin kuralları...

Cehenneme gitmenin bir kuralı yok. Sadece cennet kurallarını yerine getirmemeniz... Cennet kuralları ise tarikat, cemaat, mezhep ve itikadi yapılara göre değişkenlik gösterdiğinden o konuda size gerçek, doğru bilgiler veremiyorum. Cennete gidebilme imkanı sağlayan cemaatler, tarikatlar, Kur'an müslümanlığı gibi bilimum hareketleri içermektedir. Dediğim gibi ben size cehennemi vaad ediyorum. Çünkü cenneti nasıl vaad edeceğimi bilemiyorum.

Cehenneme ise çok fazla gayret göstermeden gidebilirsiniz. Tek yapacağınız şey tarikat, cemaat, çeşitli inanç grupları ve çeşitli dini yorumlardan uzak durmanız ve kişisel itikadi yönelimlerinizi belirlemeniz.

Bunu yapabilir misiniz? Eğer yapamazsanız kesin bu cemaatlerden birene yolunuz düşmek zorundadır ki o zaman cennete gidersiniz ve benimle zaten cehenneme gelme şansını kaybetmiş olursunuz.


Bir birey olarak kendi itikadi yolunuzu bulmanızı tavsiye ediyorum ki bu yol kendinize inancak birini bulmanızdır. İnanacak birinin ilk şartı, hem sizden hem de hayata dair bir beklenti içinde olmamasıdır. Sizden beklentisinin olmaması; sizin iyi, başarılı, eli ayağı düzgün  bir adam olmanızı talep etmememesi... dünyadan bir talepte bulunmaması ise hep kaybedenlerden olmasıdır... Kazananlar cennetliktir...

Ya böyle adamları tabii kabul etmek zordur... Siz hep başarılı, işi gücü yerinde, kalabalıklar içinde; meşhur, titri olan birini seversiniz ki o zaman kesin cennetlik olursun yapacak bir şey yok...

NOT: Planım, cehennem nüfusunu artırıp şartları değiştirmek... Cehennem daha cazip ha gelirse bir yol bulunur pazarlık yapmak için... He mi... e diyorsunuz

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Pis Bir roman yazmak: Üçücü bölüm Ana karakterden sonraki ölü

Hep pis bir roman yazmak istedim. Ne kadardır düşünüyorum tam olarak bilmiyorum ama bayağı bir zaman geçti üzerinden. İğrenç bir şeyin romanını yazmak, içimdeki pisliği çıkarıp atmak için bir araç sanki. Hepimizin içinde bir pislik var. İğrençlik, kokuşmuşluk. Aldığım notlardan birinde; umum tuvaletin alafranga taşının kenarlarına sıçramış sidik ve dışkı artıklarının biriktiği yerin tam ortasına bırakılmış bok yığının bir psikopat tarafından, ağzından salyalar akarak onu yalamasını anlatan ve o boku yiyinci de süper kahraman olduğunu hayal ettiren bir gerilim ve macera romanı yazmaya dair metinler vardı. Fakat bu pis bir roman olmayacaktı vazgeçtim. Ya da bir hastahane müdürünün morgda ölülerin tırnaklarını kesip onlarla koleksiyon yaptığını... Aslında bu harika bir fikirdi. Şimdiye kadar hiç bir hikaye ve romanda böyle bir karaktere rastlamadım. Fakat bir hastane müdürünün bu kadar psikopat olmasının ve bunun bir roman olarak bestseller olması halinde yakalayacağım şöhretin ardından;...

ABD, Ortadoğu'yu kaosa mı sürüklüyor? Ya Türkiye!

Bir memeli türü olarak "insan" ve İblis abimiz

Bir memeli türü olarak "insan" isimlendirmesiyle tanımlanan canlının bu ismi kazanmasının en önemli nedeni birbirine yardım eden canlı olması nedeniyledir. Her ne kadar insanı unutkan olarak tanımlayan ve bununla geliştirdiği ideoloji (Kelam) 'ye geçerlilik kazandırmaya çalışan, klasik katoliklerin tersine insan ünsiyetten gelerek yardımlaşan, dayanışan anlamına gelir / gelmelidir. 'Gelmelidir' diyoruz çünkü insan en nihayetinde sosyal bir varlıktır yani cemaatler veya daha geniş topluluklar olarak yaşarlar. Eğer unutan anlamına geldiğini düşünerek hareket edersek, unutmanın fiili olarak bir karşılığı olmalıdır ki insanın birbirini unutan bir varlık olmadığı yani insanı unutan bir varlık tanımlayamayız. Unutmak isan için temel bir kavram olarak kullanılamaz, unutmakla tanımlanamaz. Bu kurgulanmış ideoloji (Kelam)'nin kullandığı bununla "hidayetçi" bir din anlatısı ve anlayışının oluşmasını sağlamak amaçlıdır. "hidayet" kelami (ideolojik) b...